“Türkiye istikrar ihraç eden bir güçtür”

0

Altun, Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen “TRT Dünya Vatandaşı Ödülleri” programına katıldı.

Burada konuşan Altun, TRT Dünya Vatandaşı girişiminin iyiliği kurumsallaştırmak için ortaya çıkan bir girişim olduğunu, kötülüğün sıradanlaştığı bu dönemde iyiliği kurumsallaştırmaya yönelik bu girişimin çok değerli olduğunu vurguladı.

Nazi Almanyası’nda o dönemin savaş suçlarını ifade etmek için formüle edilen “kötülüğün önemsizleştirilmesi” kavramının, bugünü anlatan bir kavrama dönüştüğünü belirten Altun, şöyle konuştu:

“Bugün İsrail’in Filistin’de işlediği suçları, yürüttüğü soykırım politikasını ve küresel çapta birçok Batılı hükümetin sessizliğini ifade etmek için kullanılıyor. Tüm dünyanın gözü önünde bu kötülük, kanasa da, uluslararası sistemin kurumlarına baktığımızda sıradanlaşmış ve normalleşmiştir. Uluslararası sistemde gerçekten düşünme yeteneğini kaybetmiş onlarca bürokrat ve politikacı görüyoruz. Tüm insanlığı tehdit eden bu soykırım karşısında, kötülüğü emir-komuta zinciriyle önemsizleştiren uluslararası sistemden bahsediyoruz. Bu kötülüğün gerçekten de siyasi sistemin bir parçası haline gelmiş olması bunun büyük bir kanıtıdır. Bu küresel adaletsizlik, onu körükleyen sömürge politikaları, işlenen soykırımlar, insan hakları ihlalleri, çevre ve doğanın tahribatı, bunlar yüzleşmemiz gereken kötülüklerdir. Belki bizi bu kötülükler kadar rahatsız etmesi ve endişelendirmesi gereken şey bunların sıradanlığı ve normalleştirilmeye çalışılmasıdır. “Hem kötülükle hem de bu kötülüğün sıradanlığıyla mücadele etmeliyiz.”

Tarihin birçok öğretide iyiyle kötünün, doğruyla yanlışın mücadelesi olarak okunduğuna işaret eden Altun, bunun İslam öğretisindeki karşılığının da doğruyla batılın mücadelesi olduğunu söyledi.

Altun şöyle devam etti:

“İslam doktrini, tarihi gerçekle yalanın mücadelesi olarak görüyor ve esasen umut vaad ediyor ve ‘Hakkın gelişiyle yalanlar ortadan kalktı’ diyor. Bu da güzel bir haber, bu açıdan baktığımızda da kavram ortaya çıkıyor. İyilik ve kötülük, günümüzün en gerçek ve gerçek kavramıdır, farklı yol ve yöntemlerle bunu insanlara unutturmaya çalışsak da, iyilik ve kötülük, özünde, bahsettiğimiz günümüzün uluslararası siyasi gerçekliğinin en önemli unsurudur. saklamaya çalıştığımız gerçek ve farklı maskelerle görünmez kılmak, ama şüphesiz hayatımızda var olan ve buna sebep olan temel mekanizma, Batı’daki hakim medya düzeni diyelim.

“Medya iyilik adına, hak adına, hakikat adına mücadele etmemiz gereken bir alandır.”

Altun, bu medya düzeninin hakikat krizine yol açan sistematik bir kötülük ürettiğini, bunun iyilik adına, hukuk adına ve hakikat adına mücadele etmemiz gereken bir alan olduğunu vurguladı.

Medya alanının özgün ve yanlış olmayan bir bilgi alanı haline gelmesi için öncelikle mücadele edilmesi gerektiğini belirten Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ayrıca medyada temsilin daha adil olması için mücadele etmeliyiz. Sesleri susturulanların sesi olmalı, adalete hizmet edenleri göstermeliyiz. Ayrıca medyanın kötülük yaymasını engellemeye çalışmalı ve medya ortamını iyilik yayacak bir ortam olarak kullanmalıyız.” Bunu iyi örneklerin yayılması için bir mekanizma olarak kullanmalıyız. TRT’nin yayın politikasını bu bağlamda değerlendiriyorum. Öncelikle söylediğim gibi medya alanını çarpıtılmamış ve gerçek bilgi alanı haline getirmek için mücadele ediyor. Öte yandan medyada temsili daha adil hale getirmeye çalıştığını düşünüyorum. Ancak TRT’nin çalışmalarını ve televizyon politikasını bu bağlamda medyanın iyiliği yaymak için nasıl bir araç olarak kullanılabileceğinin somut bir örneği olarak görüyorum. , bu yaklaşımla. “Altı yıldır uygulanıyor”

Altun, bu girişimin Filistin ve Gazze’deki İsrail zulmüne, soykırımına ve İslam karşıtlığına dikkat çekme, Suriye’de geçmişte yaşanan insan hakları ihlallerine dikkat çekme ve eğitimin güçlendirilmesine dikkat çekme çabası olduğunu ifade etti. Bu bağlamda: Küresel farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar yapıldığını kaydetti.

Altun, şöyle konuştu: “Bugün ödüller, dünyadaki adaletsizlik, eşitsizlik ve baskıya karşı cesaretle karşı çıkan beş cesur insana, beş cesur insana veriliyor. Ayrıca TRT’ye özel bir ödül de var.”

“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği belirleyiciydi”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, Türkiye gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde küresel arenada tüm insanlığın gözü önünde adalet ve hakikat mücadelesi verdiklerini belirterek, şunları söyledi:

“Bu mücadeleyi yürütebilmek, insanlık adına doğru yerde durabilmek gerçek bir cesaret ve bilgelik gerektirir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği tam da bu cesareti ve bilgeliği temsil eden bir liderliktir. Türkiye gerçekten büyük bir aşamayı aşarak bu noktaya gelmiştir. 23 yıllık iktidarı boyunca bu bağlamda zorluklarla karşılaşan ve bugün bölgesel bir güç, saygın bir bölgesel güç ve küresel bir oyuncu olarak uluslararası siyaset sahnesinde yer alan Türkiye’nin bugüne kadarki konumu ve inisiyatifi, kriz alanlarında devam eden birçok süreci ve birçok sorunun çözümünde etkili olmuştur. küresel sorunlar Rusya-Ukrayna savaşında, Filistin’de, İsrail’in baskıcı politikalarında, Suriye krizinde, Libya’da ve Etiyopya ile Somali arasındaki krizin çözümünde Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçek inisiyatif gösteriyor. Türkiye artık kendi içine kapanan, bu küresel adaletsizliklerin yol açtığı zulümlerle bırakın mücadele etmeyi, nasıl baş edeceğini bilemeyen bir ülke değil. Türkiye bir yandan iç bütünlüğünü ve ülke cephesini güçlendiren, diğer yandan kendi istikrarını sağladıktan sonra bölgesine ve küresel alana istikrar ihraç eden istikrar sağlayıcı bir güçtür. “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği burada gerçekten belirleyici oldu.”

Bu süreçte “Milleti yaşat ki devlet yaşasın” felsefesiyle hareket ettiğini belirten Altun, şöyle konuştu: “Şeyh Edebali’nin nesilden nesile aktarılan çok kıymetli bir sözü var: ‘Halk şifadır’ insanlar.’ “Gerçekten çevremize bu yaklaşımla bakmamız ve yaşadığımız toplumda var olmamız gerekiyor” dedi.

Bu programı, insanların başkalarına verdiği ilham ve cesaretin somut bir tezahürü olarak gördüğünü belirten Altun, şöyle konuştu: “Bu bağlamda gerçek kahramanların hikayelerinin anlatılması ve onlara fırsatlar sunulması olarak görüyorum ve teşekkür ediyorum. Bu değerli programa gerçekten emeği geçen tüm arkadaşlarıma, bu değerli fikri projeye dönüştüren tüm yönetici arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.” Teşekkür ederim. Bu değerli girişimin uzun yıllar devam etmesini sağlamamız, iyiliğin nesilden nesile aktarılabilecek gerçek bir ideal olduğu ve bu baskıların çözümünde etkili bir unsur olduğu anlayışıyla hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. insanlığın bu sorunu ele alması gerektiğini ve bu programın bu amaca hizmet etmesi gerektiğini söyledi. “Umarım öyledir” dedi.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku