Muhammed el Fayed, oğlu Dodi ve Prenses Diana’nın ölümünden 26 yıl sonra hayatını kaybetti
Mısırlı milyarder iş insanı Muhammed el Fayed, uzun yıllar Prenses Diana ve oğlu Dodi’nin cinayete kurban gittiğini kanıtlamaya uğraştı
Mısırlı milyarder iş insanı Muhammed el Fayed, Prenses Diana ile birlikte araba kazasında yaşamını yitiren oğlu Dodi’nin 26’ıncı ölüm yıl dönümünden bir gün önce, 94 yaşında yaşama veda etti.
Kendi çabalarıyla zengin olan ve yıllarca Kraliyet ailesine yakınlaşarak İngiltere’de statü kazanmaya çalışan Fayed, 10 yıl boyunca Diana ve Dodi’nin ölümünden “karanlık güçlerin” sorumlu olduğunu kanıtlamaya uğraştı.
İngiltere vatandaşlığına kabul edilmedi
İskenderiye doğumlu Fayed, gazlı içecek ve dikiş makinesi satarak başladığı iş hayatında ilerleyerek önce Orta Doğu’da, daha sonra Avrupa’da emlakçılık, gemicilik ve inşaat sektörlerinde servet kazandı.
1974 yılında İngiltere’de oturum izni alan Fayed, ismine “el” takısını ekleterek kendi kendini yüceltmekle eleştirildi.
Paris’teki Ritz Otel ile bir dönem Londra’daki Harrods mağazası ve Fulham Futbol Kulübü’nün sahibi olan Fayed, iş dünyasını İngiltere’ye odaklamasına rağmen “dışlandığından” şikayetçi oldu.
Fransa’da en yüksek sivil ünvan olan “Şeref Nişanı’na layık görülen Fayed, onlarca yıldır yaşadığı ve yatırım yaptığı İngiltere’de 1995 yılındaki vatandaşlık başvurusunun reddedilmesinin ardından “ırkçılık” suçlamasında bulundu ve Fransa’ya taşınmakla tehdit etti.
Harrods’ın satışı
İngiltere’de iş dünyasının en ihtilaflı satışlarından biri 1985’te Harrods’un devrinde yaşandı. Fayed mağazayı satın alarak İngiliz toplumunda kabul göreceğini umuyordu, fakat bir dizi sert çatışmaya yol açtı.
Harrods’ın eski sahibi Rowland, Fayed ve kardeşlerini, servetlerini yanlış beyan ettikleri iddiasıyla Ticaret Bakanlığı nezdinde soruşturma talep etti. Soruşturma, Fayed’in varlıklı bir iş ailesinin parçası olarak kökenleri, geçmişteki iş bağlantıları ve bağımsız mali kaynakları konusunda şüphe uyandırdı.
Fayed, çeyrek asırlık mülkiyetin ardından 2010 yılında Harrods’u Katar’ın varlık fonuna sattı.
1994’te ortaya çıkan bir skandalda ise Fayed’in siyasetçilere parlamentoda hakkında soru sorması için para verdiği ortaya çıktı. “Nakit karşılığı soru” skandalı, biri bakan olmak üzere dört siyasetçinin kariyerini sona erdirdi.
Sansasyonel talepler
“Abartı ve böbürlenmeyi seven, otokrat, kindar ve zaman zaman fazlasıyla açık sözlü olabilen” Fayed, sansasyonel talepleriyle dikkat çekti.
Bir dönem Harrods mağazasının çatısında camdan bir piramit içine mumyalanmak istediğini belirtti.
Mağazada müşteriler için bile kıyafet yönetmeliği getirdi. Diana ve Dodi’nin albatrosun kanatları arasında dans ettiği bir bronz anma heykeli yaptırdı.
Fulham kulübünün sahibi olarak yalnızca bir maça seyirci olarak gelen Amerikalı şarkıcı Michael Jackson’ın gerçek boyutlarından büyük heykelini yaptırarak stadyumun dışına yerleştirdi. Şikayet edenlere de “Bazı aptal taraftarlar bu hediyeyi anlamıyor ya da takdir etmiyorlarsa cehenneme gidebilirler.” cevabını verdi.
Diana ve Dodi’nin ölümü
Fayed, 1997’de Paris’te motosikletli paparazzi fotoğrafçılarından kaçmaya çalışırken arabalarının bir yol tünelinde kaza yapması sonucu Prenses Diana ve oğlu Dodi’nin öldürüldüklerini kanıtlamak için 10 yıl uğraştı.
Prenses Diana’nın Dodi’nin çocuğunu taşıdığını iddia eden Fayed, Kraliyet ailesini “Drakula ailesi” olarak tanımladı. Elinde kanıt olmamasına karşın, prensesin bir Müslümanla evlenmesine ve ondan çocuk sahibi olmasını engellemek için Kraliyet ailesini İngiliz istihbarat servisine öldürme emri vermekle suçladı.
Üzüntü ve adaletsizlik duygusu içindeki Fayed, kaza ile ilgili soruşturma yapılmasını sağlamak için yasal mücadelelere milyonlar harcadı.
Kazadan on yıl sonra Londra’da başlayan davada Fayed kraliyet ailesinden Başbakan Tony Blair’e, Diana’nın kız kardeşi Sarah’ya, Diana’nın cesedini tahnit eden Fransızlara ve Paris’teki ambulans şoförlerine kadar herkesi bu olaya karışmakla suçladı.
Ancak jüri, çiftin ölümünden şoförü suçlu buldu. Fayed kararı kabul ettiğini ve çiftin öldürüldüğünü kanıtlamak için yasal girişimlerde bulunmaktan vazgeçtiğini söyledi, ancak “İntikamımı almak için gerisini Allah’a bırakıyorum.” ifadeleriyle konuya son noktayı koydu.