Türkiye’de 26 bin civarında tip 1 diyabetli var
Okulda diyabet programı Milli Eğitim Bakanlığı il sağlık hizmetleri yetkilileri toplantısı İstanbul'da yapıldı. Toplantıya Pediatrik Endokrinoloji ve Diyabetoloji Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, Sanofi Türkiye ve Levant Kurumsal İletişim Direktörü Pınar Kaya'nın yanı sıra akademisyenler, diyetisyenler, doktorlar, öğretmenler ve veliler katıldı. Toplantıda “Okul diyabet programı iyi uygulama örnekleri” (okul diyabet programı elçileri) 2024 ödül töreni de gerçekleştirildi. 2024 Ödülü “Okul Diyabeti Programı – İyi uygulama örnekleri (Okul Diyabeti Programı) Elçileri” ve sınıflarında diyabet semptomları olan çocukları tespit ederek ve erken teşhis sağlayarak ve/veya bakıma katkıda bulunup destek vererek fark yaratan “Okul Diyabet Programı Elçileri” Örnek çabalarıyla diyabetli çocuklara teşekkür ediyoruz. Amaç potansiyel öğretmenleri, okul yöneticilerini, okul hemşirelerini ve diğer okul personelini belirlemek ve ödüllendirmekti.
Okulda Diyabet programı, öğretmenlerin, okul yöneticilerinin, okul hemşirelerinin ve diğer okul personelinin çocuklarda diyabet semptomlarını erken tanıyarak tanıya yönlendirmelerine yardımcı olmayı, diyabetli çocukların okuldaki ihtiyaçlarını tanıyarak onlara destek olmayı amaçlamaktadır. Program kapsamında 2010 yılından bu yana çeşitli faaliyetler gerçekleştirilmekle birlikte Milli Eğitim Bakanlığı da “Okullarda Diyabet Bakımına İlişkin Yönerge”yi yayımladı.
“Başta öğretmen ve okul hemşireleri olmak üzere herkese eğitim vermeye çalışıyoruz.”
Toplantıda konuşan Prof. Dr Şükrü Hatun, şunları söyledi: “Tip 1 diyabetli çocukların sağlığının korunması ve herkes gibi hayatlarını sürdürebilmeleri için hem hastanede hem de evde bakım önemlidir. Okuldaki diyabet programını da bu okul yardımlarına eklemeye çalışıyoruz. Özellikle çocukların şeker seviyelerinin takip edilmesi, insülin uygulanması, onlara okul döneminde güç ve moral verilmesi gibi konulara odaklanıyoruz. Okul temelli diyabet programı 13 yıldır yürütülüyor. 2 temel amacı vardır. Bunlardan biri farkındalık yaratmak. Tip 1'in belirti ve bulgularını öğretin. İkincisi ise tip 1 diyabetli çocukların okul ortamında desteklenmesini sağlamaktır. Başta öğretmenler ve okul hemşireleri olmak üzere herkesi bu konuda eğitmeye çalışıyoruz.”
“İLKÖĞRETİM ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARIN BAKIMINI DESTEKLEMEK AMACIYLA BU TOPLANTIYI DÜZENLEDİK”
Toplantının hedeflerini anlatan Prof. Dr. Hatun, şunları söyledi: “Toplantının önemli bir dönüm noktası olacağına inanıyoruz. Bu toplantıya gelen arkadaşlarımız Milli Eğitim Bakanlığının il sağlık görevlileridir. Dolayısıyla onları yetiştirerek kendi il ve ilçelerinin okul liderlerini de yetiştirecekler. Yukarıdan aşağıya bir dalgalanma etkisi yaratmayı umuyoruz. Bu şekilde okuldaki diyabet programının hedeflerini güçlendirmek istiyoruz. Türkiye'de tip 1 diyabet hastası olan yaklaşık 26 bin kişi bulunuyor ve bunların çoğu okul çağında. Bunların yüzde 65'i ilkokul çağında, yani 15 bin civarında. “Bu nedenle ilkokul çocuklarının bakımına destek olmak amacıyla bu toplantıyı düzenledik” dedi.
“Yarattıkları farkı görmek için yarışma düzenledik”
Okul Diyabeti Programının (Okul Diyabeti Programı Elçileri) iyi uygulama örnekleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Hatun, şunları söyledi: “Türk okullarında pek çok öğretmen diyabet programının amaçları doğrultusunda çalışıyor. Bunları tespit etmek ve yarattıkları farkı görmek için bir yarışma düzenledik. Kendi projeleri ve hikayeleriyle katıldılar. Bir jüri tarafından kuruldular. Bugün onların örnek uygulamalarını dinleyip sertifikalarını takdim ettik. Burada 15 arkadaşımızla birlikte kutlama yaptık” dedi.
“KAN ŞEKERİ DÜŞÜKLÜĞÜNDE YARDIMA İHTİYAÇ VAR”
Tip 1 diyabetli öğrencilerin yaşadıkları zorluklara değinen Prof. Dr. Hatun, “En önemli zorluk onların denetime ihtiyaç duyması. Özellikle ilkokul çocuklarında okula başladıkları andan itibaren glikoz düzeyleri takip edilmelidir. Bunların insülininin yapılması gerekiyor. Özellikle kan şekerinin düştüğü dönemlerde yardıma ve ailesiyle sürekli iletişime ihtiyaç duyuyor. Önerimiz şu; eğer bir okulda tip 1 diyabetli çocuk varsa o okula bir sorumlu atanmasını ve o sorumlu kişinin tüm iletişimle ilgilenmesini hedefliyoruz. Bu toplantının bu konuya büyük etkisi olacağını söyleyebilirim” dedi.
“BURADA OLDUĞUMUZDAN ÇOK MUTLULUK DUYUYORUZ”
Program hakkında konuşan Sanofi Türkiye ve Levant Kurumsal İletişim Direktörü Pınar Kaya, şunları söyledi: “Sanofi olarak karşılanmamış sağlık ihtiyaçlarına odaklanan ve varlığını bunun üzerine kuran bir ilaç şirketiyiz. Dolayısıyla kaygımız, tip 1 diyabetli çocukların yaşamlarını iyileştirmeyi amaçlayan bu programla tamamen örtüşüyor. Bu nedenle bu programı 13 yıldır büyük bir gururla destekliyoruz. Program her yıl ihtiyaç ve gereksinimleri kendi bünyesinde belirleyerek bir sonraki yılın yol haritasını oluşturur. Bugünkü toplantımızda çocukların hayatlarında sadece sağlık açısından değil, sosyal çevre ve akademik başarı açısından da fark yaratan, aralarında öğretmen ve okul yöneticilerinin de bulunduğu arkadaşlarımız var. Bugün ödül töreni var. Burada olmaktan çok mutluyuz dedi.
“DOKUNDUĞU HER ÇOCUK GELECEĞİMİZ İÇİN BÜYÜK BİR KAZANÇ”
Okul diyabet programı elçilerinin diyabetli çocuklara sağladığı katkıya ilişkin Kaya, şunları söyledi: “Öncelikle hayati bir katkısı var. Çocuğun normal bir yaşam sürdürebilmesi için tanı alması ve ardından gerekli tedavileri alması çok önemlidir. Arkadaşlarından dışlanmaması ve tüm sosyal aktivitelerini gerçekleştirebilmesi onun için çok önemlidir. Buradaki öğretmenler öncelikle bunu sağlıyor. Ama tabii ki sosyal çevrenin veya okul sonuçlarının da hayata girdikleri okul yılları ve sağlıkları üzerinde büyük etkisi var. Bu nedenle dokundukları her çocuğun geleceğimiz için büyük bir kazanç olduğunu düşünüyoruz. Onları bugün büyük bir sevinç ve gururla alkışlayacağız” dedi.